bugün
yenile
    1. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      türkçe'ye "bin muhteşem güneş" olarak çevrilmiş khaled hosseini kitabı. muazzamdır. filmi de hoştur.
    2. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      öncesinde çıkardığı uçurtma avcısı'nı da unutmamak gerekir.okuyanda derin izler bırakan romanlardır. (bkz: ağlatan romanlar)
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      khaled hosseini'nin ikinci romanı. uçurtma avcısı'ndan sonra tereddütle, ilki kadar iyi olmaz tavrıyla okudum fakat olay örgüsü, kesişme noktaları birincisinden daha fazla etkiledi. ayrıca kitap adını bir şiirden alıyor. kitapta da geçen şiirin iki dizesi şöyle; ''bu kentin ne çatısını aydınlatan ayları sayabilirsin, ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşini''
    4. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yıllar önce okumuş olduğum ve bu zamana kadar okumuş olduğum romanlara kıyasla bende hep yeri ayrı olacak mükemmel roman.afganistan'da kadın olmanın suç olarak görüldüğü, iki kadının yollarının kesişmesini konu alan,okuduğunuz zaman göz yaşlarınızı tutmanızın mümkün olmayacağı roman.
    5. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      beni derinden etkileyen ve dünya gerçeklerini yüzüme tokat gibi vuran bir kitap. "kadın olmak". işlenen tema bu evet. peki dünyanın neresinde kadın olursanız değer görürsünüz ? afrikada mı, avrupada mı, orta doğuda mı ? peki ya kimin yanında değer görürsünüz ? babanızın yanında mı, zorla evlendirildiğin kocanızın yanında mı, arkadaşınızın yanında mı ? tüm bu soruları aklınız defalarca evirip çeviriyor. meryem'in hikayesiyle başlıyor kitap. "harami meryem" ile. annesi nana ve babası celil ile. neredeyse yarısına kadar bu hikaye geçiyor. ardından ikinci perde geliyor ve leyla'nın hikayesi anlatılmaya başlıyor. leyla, babası, kız arkadaşları ve tarık... iki farklı aile, iki farklı yaşam, aynı sokakta kesişiyor. peki ya sonra nasıl birleşiyor ? pek hazin bir sonla malesef. leyla ve meryem'in hayatlarını, kişiliklerini, bulundukları ortamı, duygularını öyle güzel anlatıyor ki. bunun yanında kişiler size çok tanıdık geliyor. belki yakın çevremizden duyduğumuz kişiler değil ancak onlar orta doğunun kadınları! filmlerden, duyumlardan, belgesellerden. peri masalını anlatmıyor sonuçta. evet diyorsunuz böyle kadınlar dünyanın bir yerlerinde mutlaka var. hasreti, aşkı, korkuyu, anneliği, masumiyeti, sadakati, saf inancı, umudu... her şeyi yaşıyorsunuz. hatta kitapta da bahsi geçen sscb askerleriyle afgan mücahitlerinin mücadelesini, 1978 afgan-rus savaşını, darbeyle indirilen yöneticileri, el kaideyi... hepsi gerçek. meryem gibi, leyla gibi, tarık gibi. "yorgun ama talihlerine müteşekkir"diler. çünkü her zaman daha kötüsünü yaşamışlardı. kitabı okurken meryem'in şu düşünceleri eş zamanlı olarak sizin de kafanızda dönüp duruyor: "meryem, bu kadar çok kadının nasıl olup da aynı bahtsızlığa düştüğünü, hepsinin de nasıl böylesine berbat erkeklerle evlenebildiğini merak etti". (bkz: khaled hosseını) (bkz: bin muhteşem güneş)
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      belki mevzu kadınlar üzerinden yürüdüğü için çok etkilenmiş olabilirim. normalde çok ağlamayan biri olmama rağmen hüngür hüngür ağlatan nadir kitaplardan biri.
    7. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bin muhteşem güneş, afgan-amerikalı yazar halit hüseyni'nin (khaled hosseını) yazmış olduğu ve 2007 yılında yayınlanan roman.
    8. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir. her zaman. bunu hiç unutma, meryem." gibi muhteşem bir sözün geçtiği kitap.
    9. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      vatanın her millet için ne kadar önemli olduğunu ve kadınların orta doğu / orta asya ki yerinin dönem dönem ne kadar zor olduğunu anlatan kitap. (bkz: afganistan ) (bkz: taliban) (bkz: usame bin ladin)
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, mutlaka bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma, Meryem."
    11. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bin muhteşem güneş. Khaled hosseini’den okuduğum ilk kitap. 320 lerdeyim fakat yine de bu başlığa tam şuan bir şeyler yazmak istedim. Okuyanlar bilir. Kitap o kadar kurgu değil o kadar hayatın içinden ki.. canımı sıkan bu. Okurken içim daralıyor, bunlar nasıl hayat, biz nasıl bir dünyadayız diye düşünüp duruyorum. Kitabı bırakıp telefona bakıyorum yine ülkede binbir kötü haber. Ya okumak için doğru zaman değildi ya da bazıları icin o doğru zaman hiç oluşmadı. En son bu derece canımı sıkan beni derinden etkileyen kitap yine bir savaş ürünüydü. Ona da bakabilirsiniz. (#2360700)